Affiliation:
1. MARMARA ÜNİVERSİTESİ, TIP FAKÜLTESİ
Abstract
Amaç: Ekiple birlikte öğrenme (EBÖ) yöntemi öğrenci merkezli bir öğrenme yöntemi olup, öğrencilerin ekip olarak çalışabilme ve problem çözebilme yeteneklerini geliştirmeyi hedeflemektedir. Bu haliyle ders süresi boyunca takım olarak çalışan gruplarda eğitici etkileşimlerin diğer öğrenim yöntemleri ile kıyaslandığında göre daha yüksek düzeylerde gerçekleşmesine olanak vermektedir. COVID-19 pandemisi nedeniyle eğitime ara verilmesi ve klasik amfi dersi şeklinde işlenen derslerin uzaktan devam etmesi öğrenim hedeflerine ulaşmanın üniversitelerin altyapı kaynakları kadar öğrenci profillerindeki farklılıklarla da ilişkili olduğunu göstermiştir. Çalışmamızda Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi (MÜSBF) Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü’nde pandemi öncesinde EBÖ ile yürütülen Fizyoloji lisans derslerinin, pandemi döneminde çevrimiçi derslere dönüştürülmesiyle öğrenme sürecinde ortaya çıkan olası değişikliklerin saptanması ve bunların öğrencilerin derse katılım ve güdülenmelerini nasıl etkilediği değerlendirilmesi amaçlanmaktadır.
Gereç ve Yöntem: Birinci sınıf derslerinden Mart 2020’den sonra COVID-19 pandemisi öncesinde yapılmış olan 6 saat klasik amfi dersi ile 6 saat EBÖ dersleri ve pandemi sırasındaki 6 saatlik çevrimiçi derslere ait veriler çalışma kapsamına alınmıştır. EBÖ dersleri öncesinde ders ile ilgili okuma materyali hazırlanmıştır. Dersin başında bireysel olarak cevaplanması istenen soruların, daha sonra eğitici tarafından belirlenen 10-12 kişilik ekipler halinde tartışılarak yeniden cevaplanması istenmiştir. Takiben ders içeriği ile ilgili kısa bir sunum eğitici tarafından yapılmıştır. Sonrasında gruplara tartışma soruları verilmiş ve ekip olarak çözümlemeleri istenmiştir. Ders, içerik bilgisini özetleyen bir test ile sonlandırılmıştır. Dersin öğrenilmesi, derse katılım, dikkat düzeyleri bir soru formu hazırlanarak elde edilmiştir. Soru formunda açık uçlu sorulara da yer verilerek bilgilerin öğrenilmesindeki dersten önceki ve sonraki süreçler değerlendirilip varsa ek görüşlerin bildirilmesi istenmiştir. Online formdaki sorular frekans dağılımları şeklinde tanımlayıcı veriler olarak özetlenmiştir. Katılımcıların EBÖ süreçlerini değerlendirdikleri refleksiyonlarıyla ilgili yazılı notları betimsel yorumlayıcı analiz ile; odak grup görüşme kayıtları ise tematik içerik analizi ile değerlendirilmiştir.
Bulgular: Tüm öğrencilere (N=270) gönderilen çevrimiçi soru formu öğrencilerin %73,3’ü tarafından yanıtlanmıştır. Öğrencilerin %69,8’i internet erişiminin tam, %28,1’i ise kısmen olduğunu belirtmiştir. Pandemi döneminde öğrencilerin %86,4’ü çevrimiçi öğrenme etkinliklerini en az bir kez kayıttan izlerken, %7,3’ü ise hiçbir şekilde (canlı veya kayıttan) izlememiştir. Öğrenciler derslerde kullanılan öğretim yöntemlerinin derse katılımlarını etkilediği (%63,5 evet, %32,3 kısmen) gibi öğrenme tarzlarıyla da uyumlu olduğunu (%38,5 çok, %59,4 orta derecede) vurgulamıştır. Öğrencilerin öğrenme deneyimleri ile ilgili sorular incelendiğinde büyük çoğunluğunun dersi eğiticiden dinlediğinde daha iyi öğrendiğini (%99) belirtmiştir. Ayrıca arkadaşlarıyla birlikte çalıştığında (%78,8) ya da kaynak kitaplardan çalıştıklarında da (%79,9) iyi düzeyde öğrendiklerini ifade etmişlerdir. Ek olarak internet kullanımı gibi öğrenim alışkanlıklarının da olduğu görülmüştür (%74,8). Öğrenciler, derse olan ilgi ve motivasyon (%91,9), konuyu öğrenmeye katkı (%90,9), ders sırasında dikkat (%73,7), ders sırasında soru sorma (%67,4) ve dersten önce hazırlık yapma (%65,3) gibi bileşenler açısından EBÖ’nün öğrenme süreçlerini klasik ve çevrimiçi öğrenme yöntemlerine kıyasla daha yüksek oranda etkilediğini bildirmişlerdir.
Sonuç: EBÖ’nün problemlerin gruplar halinde tartışılmasında ve öğrencilerin etkin katılımlarının artırılmasında etkili bir yöntem olduğu düşünülmektedir. Bu durum katılımcıların akranlarıyla kurduğu iletişiminde olumlu rol oynayarak çekingen öğrencilerin de daha iyi iletişim kurmasına olanak sağlandığı gözlenmiştir. EBÖ’nün güncel vakalar ve tartışma soruları aracılığıyla temel ve klinik becerilerin geliştirilmesine de aracılık ettiği düşünülmektedir.