Affiliation:
1. Düzce Üniversitesi Akçakoca Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu
2. DÜZCE ÜNİVERSİTESİ
Abstract
Bu makalenin amacı Covid-19 salgınında ortaya çıkan bilgi kirliliğine dikkat çekmek ve dezenformasyona neden olan üç önemli aktörü (medya, siyaset, halk sağlığı uzmanları) açıklayarak, bunların yaşanan halk sağlığı krizine olan etkilerini ortaya koymaktır. Ayrıca yaşanan küresel sağlık krizinin – bilinen adıyla Covid-19’un – iletişim yöntemlerimizi nasıl etkilediğini, hangi yollarla iletişim kurduğumuzu ortaya koymak ve iletişimin merkeziyetini vurgulamaktır. Bu amaçla kriz iletişimi, halk sağlığı iletişimi, siyasal iletişim ve medya iletişimi olmak üzere dört ana başlık ele alınmış, medya iletişimi ise geleneksel medya ve dijital medya olarak iki alt başlığa bölünmüştür. Bu makale sonucunda ortaya çıkan baskın görüş, iletişimin her zamankinden daha merkezi olması gerektiği, veriden çok duyguya, empatik tavra, şefkate ve anlayışa ihtiyaç duyulduğudur. Ayrıca siyasilerin tıp uzmanları ile ortak hareket etmesi, yeni çıkan, güncel bilimsel bilgileri ağız birliği ederek açıklaması, belirsizlik ve güvensizliğe neden olacak açıklamalardan kaçınmaları gerektiğidir. Medyanın da pandemiyi politize etmeden, siyasi çıkarların üstünde toplumsal çıkarı önceleyerek iletişim kurmasının hayati önemi vurgulanmaktadır. Dijital medya araçlarından sosyal medyanın dikkatlice yönetilmesi, yanlış bilgilerin dolaşımının engellenmesi ve Endüstri 4.0 araçlarından da bu dönemde sosyal mesafenin sürdürülebilirliği için yararlanılması gerektiğinin altı çizilmektedir. Nihai olarak söylenebilecek sonuç, kriz olarak değerlendirilen bu olayın önlenebilmesi için önceden planlamanın yapılması, medya-siyaset ve halk sağlığı uzmanlarının ortak hareket ederek aşı görevi görecek rahatlatıcı uygulamaların zaman kaybetmeden hayata geçirilmesidir.
Publisher
Omer Halisdemir Universitesi