Affiliation:
1. NECMETTİN ERBAKAN ÜNİVERSİTESİ
2. KONYA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
Abstract
Türkiye’de Orta Çağ kazılarında çıkarılan ve Orta Çağ’a ait temrenler üzerine çalışmalar oldukça sınırlıdır. Özellikle Orta Çağ’da, temrenlerin bilinmeyen yönleri bulunmaktadır. Bu bilinmeyenlerin ortaya çıkarılması için arkeometalurji çalışmaları günümüzde daha çok önem kazanmaktadır. Temrenlerde, diğer arkeolojik kazı buluntularında olduğu gibi etrafında bulunan diğer eserlerin varlığına veya katmanlarına göre dönem tespiti yapılmaktadır, ancak yaş tespiti dönemin üretim ve şekillendirme işlemleri hakkında bilgi vermemektedir. Bu anlamda, bu çalışmada Konya Gevale Kalesi bölgesinde bulunan temrenler arkeometalurjik yöntemlerle incelenmiştir. Konya Gevale Kalesi civarında bulunan temrenlerin farklı tipolojiye sahip olduğu ve temrenlerin tipolojisiyle kullanım amacı arasında bir ilişki olduğu gözlemlenmiştir. On üç yıllık kazılar sonrasında bulunan temrenler arasından i) yassı ve ii) dörtgen geometriye sahip iki farklı temren seçilerek analizleri yapılmıştır. Elde edilen kimyasal ve mikroyapısal analizler sonucunda temrenlerin ait olduğu dönemin üretim ve şekillendirme yöntemleri hakkında bilgi sahibi olunmuştur. Temrenlerin yüzey ve mikroyapı incelemelerinde taramalı elektron mikroskobu (SEM) ile elementel analiz spektroskopisi (EDS) ve optik mikroskop kullanılmıştır. Temrenlerin faz yapısı x-ışını kırınım (XRD) yöntemiyle incelenmiştir. Yapılan incelemelerle, o dönemin sahip olduğu teknoloji nedeniyle üretim ve şekillendirme için daha çok yumuşak çelik grubu kullanılmıştır. Aynı zamanda üretim sırasında izabe işlemlerinin yeterli ölçüde yapılamadığını ve bu nedenle çelik içerisinde istenmeyen elementlerin mevcudiyeti de gözlemlenmiştir. Öte yandan temren üretiminde genellikle döküm ve dövme yöntemlerinin kullanıldığı görülmüştür. Temrenler, uzun yıllar boyunca toprak altında kaldığı için bulundukları ortamla etkileşime girerek homojen bir şekilde korozyona uğramıştır. Ancak bulundukları ve maruz kaldıkları ortamda zaman içerisinde meydana gelen değişimler nedeniyle iç katmanlara doğru farklı korozyon ürünleri oluşumu söz konusudur.