İlk Çağ’da Ortaya Çıkan İktisadi Düşünceler ve İktisat Bilimine Katkıları

Abstract

Antik çağda ekonomik düşünce, genellikle içsel zenginlik üzerine odaklanmıştır ve bu, kapalı ve statik bir ekonomik yapıyla uyumlu görünmektedir. İlk ekonomik düşünceler, eski toplumların gelişimini sınırlamış olmasına rağmen, iktisadi teorilerin temelini oluşturmuştur. Örneğin, Konfüçyüs’ün devlet müdahalesini sınırlama ve düşük vergi politikası gibi görüşleri, günümüz serbest piyasalarının temellerini oluşturmuştur. Benzer şekilde, Çanakya’nın ithalatı savunma ve David Ricardo’nun Karşılaştırmalı Üstünlük Teorisi gibi fikirleri, iktisat politikalarının temelini oluşturmuştur. Antik Babil’de Hammurabi’nin yazılı yasaları, ekonomik dengenin sağlanmasına büyük katkı sağlamıştır. Antik Yunan düşünürü Xenophon’un azalan verimlilik ilkesi ve Aristophanes’in para teorisi gibi kavramlar, iktisadi düşüncenin temelini oluşturan ilkeler arasındadır. İlk Çağ’da yaşayan filozofların, devlet adamlarının ve hükümdarların ekonomiye dair yaptıkları yorumlar, yazdıkları eserler ve oluşturdukları kanunlar, bilim olarak iktisatın yapı temelini oluşturmuştur. Bu nedenle, antik çağlardan itibaren iktisadi düşüncelerin, modern iktisat biliminin gelişiminde önemli bir rol oynadığı kabul edilmelidir.