Abstract
Bretton Woods sisteminin miadını doldurmasıyla, uluslararası ticaret büyük ölçüde 1994 yılında kurulan Dünya Ticaret Örgütü’nün kuralları çerçevesinde düzenlenmiştir. Örgütün kuruluşundan bugüne, örgütün işleyiş mekanizması ve bizatihi kendisi, üye devlet protestolarından, büyük çaplı kitlesel gösterilere, çeşitli tartışmaların merkezinde yer almıştır. “Küreselleşme” tartışmaları dönemi diye tariflenebilecek dönemin belki de ilk görünür geri çekilişi DTÖ’nün tıkanmasıdır. DTÖ’deki tıkanışın ardından gündeme gelen mega- bölgesel ticaret anlaşmaları, özellikle Obama yönetiminin TPP, TTIP ve TISA girişimi bu tıkanmaya bir cevap niteliğindedir. TPP Trump yönetimi tarafından askıya alınmış, ABD olmaksızın müzakereci 11 ülke CPTPP’yi imzalamış, TTIP ve TISA ise müzakereci ülkeler tarafından rafa kaldırılmıştır. TPP, TTIP ve TISA süreci askıya alınmış olsa da “ticaret savaşları” halen uluslararası medyanın en popüler meselelerinden biridir. Literatürde, ticaret anlaşmalarının değerlendirilmesinde yaşanan en büyük zorluk, sosyal bilim disiplinlerinin metodolojik yalıtılmışlığıdır. Anaakım uluslararası hukuk, uluslararası iktisat ve uluslararası ilişkiler, anlaşmaların farklı yönlerine odaklanmaktadır ancak anlaşmaları küresel kapitalizmin regülasyonu çerçevesinde değerlendirmek, uluslararası ticari ilişkileri salt ulus devletlerarasındaki rekabet, uluslararası örgüt merkezli kurumsal analiz veya düzenleyici hukuki metinler çerçevelerinin sınırlılığını aşmayı mümkün kılmaktadır. Makalede, TPP, TTIP, TISA gibi mega-bölgesel ticaret anlaşmalarının, uluslararası ticaretin regülasyon sorununu çözmeye dönük açılımlar olduğu, bu açılımların içeriğinin de ticaret savaşlarının merkezinde yer alan düzenleme esasları olduğu belirtilmektedir. Diğer bir değişle, TPP, TTIP ve TISA’nın merkezindeki tartışmanın ticaret savaşlarının özünü oluşturduğu savunulmakta, bu doğrultuda, anlaşmaların içeriğinin ötesine geçen bir okumayla uluslararası ticarette bir regülasyon açmazı olduğu tespiti yapılmaktadır.