Abstract
Bu çalışma, Osmanlı Devletinde egemen olarak padişahın şahsı ile devlet tüzel kişiliğinin birbirinden ayrılması sürecinin evrimini konu edinmektedir. Bu bağlamda Osmanlı siyasal modernleşmesi, teorik çerçevede değerlendirilmiştir. Çalışmanın sonucunda, modernleşme hareketleriyle birlikte devlet tüzel kişiliğinin padişahın şahs-ı manevisinden ayrılarak bürokraside somutlaşmasının tedricen gerçekleştiği; bürokrasi ve padişah arasında kimi zaman bürokrasinin kimi zaman padişahın lehine birtakım gelişmeler yaşandığı tespit edilmiştir. Buna göre modernleşme hareketleriyle birlikte padişahın şahsı ile devlet tüzel kişiliğinin birbirinden ayrılmasının ilk izleri Sened-i İttifak’ta somutlaşırken, Tanzimat döneminde bürokrasinin meşruiyetini sağlayacak, dolayısıyla devlet tüzel kişiliğini somutlaştıracak gelişmelerin daha yoğun olduğuna dikkat çekilmiştir. Fakat sonrasında Kânûn-ı Esâsî ile egemen bir figür olarak padişahın kendine anayasal bazı güvenceler sağlamasına rağmen özellikle II. Meşrutiyet döneminde bu ayrıcalıklarını da kaybettiği tespit edilmiştir. Böylece siyasi bir figür olarak padişahın gittikçe sembolik bir pozisyona gerilerken egemenliğin devlet tüzel kişiliğini temsil etmesi sebebiyle meclis ya da bürokrasi gibi kurumlarda temerküz etmeye başladığı sonucuna ulaşılmıştır.
Reference54 articles.
1. Adorno, T. W., & Horkheimer, M. (2002). Dialect of Enlightenment. Standford ve California: Standford University.
2. Ağaoğulları, M. A. (2006). Ulus-Devlet ya da Halkın Egemenliği. Ankara: İmge.
3. Ağaoğulları, M. A. (2014). Sokrates’ten Jakobenlere Batı’da Siyasal Düşünceler. İstanbul: İletişim.
4. Ahmad, F. (2014). Bir Kimlik Peşinde Türkiye. İstanbul: Bilgi Üniversitesi.
5. Akşin, S. (1992). Sened-i İttifak ile Magna Carta’nın Karşılaştırılması. Ankara Üniversitesi DTCF Tarih Araştırmaları Dergisi, 16(27), 116-123.