Affiliation:
1. SOCIAL SCIENCES UNIVERSITY OF ANKARA, FACULTY OF POLITICAL SCIENCES, DEPARTMENT OF INTERNATIONAL RELATIONS, DEPARTMENT OF INTERNATIONAL RELATIONS
Abstract
Bu çalışma hem geleneksel hem de eleştirel tartışmalara ve analizlere odaklanarak, Uluslararası İlişkiler (Uİ) disiplininde duyguları detaylı bir şekilde incelemektedir. Uİ’de duyguların araştırma objesi olarak çalışılması uzun yıllar boyunca reddedilmiştir. Ancak, duyguların, akademik çalışmalarda ele alınması 2000’li yıllarda başlamıştır. Bu çalışmalar, duyguları, Uİ perspektiflerine getirmeye değer araştırma objeleri olarak görmektedir. Bu yüzden, bu dönemin başlangıcı “duygusal dönüş” (emotional turn) olarak adlandırılmaktadır. Disiplinde bu dönüm noktası ile, duygular farklı çerçevelerde ve farklı analizlerde yer almaya başlamıştır. Çeşitli analizlerle beslenen duygular literatürü, Uİ disiplinindeki temel kuramsal sorulardan birisi olan, “Dünya nasıl çalışıyor?” sorusuna farklı yaklaşımlar ve analizler sağlamaktadır. Uİ alanındaki akademik çalışmalar ve tartışmalarda, duyguların genel olarak nasıl çalışılacağı farklılaşmaktadır. Makalenin birinci bölümünde Uİ disiplininde duyguların farklı rolleri incelenecektir. Ayrıca, duyguların Uİ alanında hangi alt çalışma alanlarında kullanılabildiği anlatılacaktır. İkinci bölümde, Uİ’de duyguların farklı kavramsal ve kuramsal tartışmaları analiz edilecektir. Üçüncü kısımda, “Duygu nedir?” ve “Duygu nasıl ele alınmalıdır?” sorularına cevaben, bu çalışma farklı duygu tanımlamaları ortaya koymaktadır. Bu bölüm, farklı duygu çeşitlerini detaylı bir şekilde analiz edecektir: 1) Sosyal inşacı duygu (constructivist emotion), 2) Güç öğesi olan duygu, 3) Toplumsal güç olan duygu. Çalışmanın bir sonraki bölümünde, duygulara bakışta kuramsal perspektiflerdeki değişimler irdelenecektir. Bu bağlamda, iki önemli kuramsal tartışma ele alınacaktır. Bunlardan birincisi, duygular ve rasyonalite arasında değişen ilişkilere ışık tutacaktır. İkincisi ise, disiplinde son yıllarda önem kazanan, öznelerarası (intersubjective) duygulardır. Sonuç olarak, duyguların öneminin vurgulanmasıyla hem siyasi hem de sosyal algılamalarımızda duyguların dünya perspektifimizi genişlettiğini görmekteyiz.