Affiliation:
1. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ, EDEBİYAT FAKÜLTESİ
2. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
Abstract
Avrupa Hunları, IV. yüzyılda Karadeniz’in kuzeyine büyük kitleler halinde bir göç etmişler, önlerine Alanlar, Doğu Gotları ve çeşitli Slav kavimlerini katarak literatüre Kavimler Göçü olarak geçen hadiseyi başlatmışlardır. Hunlar, batıya doğru ilerledikçe dönemin birçok kaynağında yer almış, kendilerinden korku ve hayranlık ile bahsedilmiştir. Karadeniz’in kuzeyinde görülmelerinden 453 tarihinde Attila’nın ölümüne kadar Hunlar, hakimiyetleri altındaki kavimlerle Batı ve Doğu Roma İmparatorluğu’nu baskı altında tutarak kısa sürede dönemin önemli gücü haline gelmişlerdir. Bu başarının altında yatansa, şüphesiz Hunların askerî yapısıdır. Avrupa topraklarına ilk geldikleri andan itibaren gerek stratejileri gerekse de teçhizatları ile dikkat çekmişler, bütün kaynaklarda askerî yetenekleri ile yer almışlardır.
Germenler ile de Avrupa’ya ilk yerleşmeye başladıklarında yerlerinden ettikleri Alanların hemen akabinde karşılaşmışlardır. En başta Doğu Gotları olmak üzere, Batı Gotları, Gepidler, Langobardlar, Vandallar, Burgundlar, Skirler, Rugiler gibi Germen kavimleri ile münasebetler kurmuşlardır.
Türkistan’dan getirdikleri askerî sistemleri ve Türk bozkır kültürünün gerektirdiği hayat tarzı içinde Türkler, doğuştan iyi bir asker olarak yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Savaşçı olmaları diğer milletler tarafından merak ve korku ile karşılanmış, atlı birliklerin temelini oluşturduğu orduları, onları hız ve manevra kabiliyetinde eşsiz kılmıştır. Atları sayesinde kısa zamanda büyük mesafeler kat etmek suretiyle Avrupa’ya geldiklerinde burada yerleşik halde yaşayan Germen kavimleri ile karşılaşmışlar ve Germenlerin daha önce görmedikleri tarzda bir orduya sahip oldukları için onlara üstünlük sağlamakta zorlanmamışlardır. Bu üstünlük o denli büyük etki yaratmıştır ki bölgenin en güçlü devleti olan Roma İmparatorluğu bile bu etkiyi kıramamıştır. Avrupa’ya gelmeleri ile başlayan büyük Kavimler Göçü’nün etkileri bölgedeki bütün devlet ve topluluklar üzerinde devam ederken Germen kavimlerinden Hunlara karşı koyamayanlar ikinci bir büyük göç hareketine başlamışlar ve Avrupa yaklaşık yirmi yıllık sürede iki defa Kavimler Göçü’ne maruz kalmıştır. V. yüzyılın başlarında gerçekleşen ikinci büyük göç hadisesi bugünkü Avrupa’nın etnik ve kültürel olarak şekillenmesini sağlamıştır.
Avrupa Hunlarının askerî olarak elde ettikleri bir diğer başarı da sınırların genişlemesi ve başka milletlerden çok sayıda asker almalarının bir sonucu olarak merkezî otoritenin kuvvetlendirilmesidir. Hun soylu olmayan kavimlerin askerî farklılıklarını kendi lehlerine kullanabilmiş, temelde atlı-süvari birliklerden oluşan Hun ordusunu bu kavimlerin askerî tarzlarına göre yeniden düzenlemişlerdir. Bu düzenlemenin en göze çarptığı alan da silahlardaki değişimlerdir. Ok ve yay, mızrak, kement gibi uzak savaş sanatına daha yatkın özellikteki silahlarla birlikte kısa kılıçlar, bıçaklar gibi silahlar da kullanılmaya başlanmıştır. Bu durum, beraberinde büyük bir başarıyı getirmiş, askerî olarak Avrupalı milletlerin tamamına en çok da Germenlere karşı üstünlük kazandırmıştır. Germenler de Hunlarla başa çıkabilmek için tıpkı Roma İmparatorluğu gibi askerî sistemlerini değiştirmek durumunda kalmışlardır.
Bu çalışmada, Avrupa Hunlarının askerî yapısından ve bu yapı içinde Germenlerin nasıl bir rol oynadıkları üzerinde durulacaktır.
Publisher
Genel Turk Tarihi Arastirmalari Dergisi
Reference53 articles.
1. AHMETBEYOĞLU, Ali, Avrupa Hunları, Yeditepe Yayınları, İstanbul 2021.
2. ALTHEIM, Franz, Geschichte Der Hunnen, Erster Band, De Gruyter.Co, Berlin 1969.
3. AMMIANUS MARCELLINUS, Roman History, çev. C. D. Yonge, London 1862.
4. AMMIANUS MARCELLINUS, The Later Roman Empire (A.D. 354- 378), çev. Walter Hamilton, Penguin Books, 1986.
5. Attila Und Die Hunnen, Historisches Museum der Pfalz Speyer, Juni 2007- Januar 2008.