Affiliation:
1. HARRAN ÜNİVERSİTESİ, TIP FAKÜLTESİ
2. Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi
3. HARRAN ÜNİVERSİTESİ, TIP FAKÜLTESİ, DAHİLİ TIP BİLİMLERİ BÖLÜMÜ, NÖROLOJİ ANABİLİM DALI
4. Özel Metrolife Hastanesi
Abstract
Amaç: Ayak bileği dorsifleksiyon güçlüğü nörolojik yolaklarda çeşitli seviyelerdeki hasar sonucu ortaya çıkabilir. Düşük ayak kliniğinin cinsiyet ve yaşa göre de farklı etiyolojik nedenleri olduğu bilinmektedir. Ancak epidemiyolojik veriler sınırlıdır. Bu çalışmada düşük ayak kliniği ile başvuran ve tanısı elektrofizyolojik olarak doğrulanan hastaların demografik, klinik etiyolojik ve elektrofizyolojik özelliklerinin araştırılması amaçlanmıştır.
Materyal ve Metod: Nörofizyoloji laboratuvarına düşük ayak ön tanısı ile yönlendirilen ve elektromiyografi (EMG) ile tanısı doğrulanan hastaların verileri retrospektif olarak incelendi. Demografik bilgileri, motor ve duyusal semptomları, nörolojik muayene bulguları, elektrofizyolojik incelemeleri ve semptom başlangıcından EMG yapılana kadar geçen süre açısından değerlendirildi. Hastalar öykülerinde yer alan etiyolojik faktörlere göre sınıflandırıldı. Elektrofizyolojik incelemelerine göre etkilenen sinir ve taraf bilgileri kaydedildi.
Bulgular: Çalışmaya 55’i (%44) kadın, 107’si (%66) erkek olmak üzere 162 hasta dahil edildi. Hastaların yaş ortalaması 39,86±20,55 (5-85 yaş)’ydı. Hastalar semptom başlangıcından ortalama 9,80±17,09 ay sonra EMG laboratuvarına başvurdu. Elektrofizyolojik olarak en çok etkilenen sinir peroneal+tibial (%37, n=60) sinirdi. Bunu izole peroneal sinir (%27.8, n=45) takip ediyordu. Etiyolojide ise en sık travmaya (%37, n=61) bağlı düşük ayak geliştiği görüldü. Erkek hastalarda travmaya bağlı düşük ayak kliniği anlamlı olarak (p=0,037) daha sık saptanmışken, kadın hastalarda cerrahi komplikasyonlara bağlı düşük ayak kliniği anlamlı olarak (p=0,005) daha sıktı. Yaş ile etiyolojik nedenler arasında ise anlamlı farklılık yoktu (p=0,306).
Sonuç: Düşük ayak kliniği günlük yaşamda çeşitli derecelerde özürlülüğe sebep olması nedeni ile önemlidir. Mevcut veriler retrospektif çalışmalara dayanmaktadır. Nöromusküler yolaktaki herhangi bir yaralanma bu kliniğe neden olabileceğinden bu hastalarda kapsamlı bir araştırma yapılması gerekmektedir.
Publisher
Harran Universitesi Tip Fakultesi Dergisi