Abstract
Anlatı biçimiyle öne çıkan çağdaş sinema sunduğu ve uyguladığı tekniklerle sinemaya yeni bir estetik boyut kazandırır. Filmsel zaman ve kronolojik zaman arasındaki ilişki anlatı sinemasında yeni bir yapı olarak yer almaktadır. Özellikle ön plana çıkan hikâyenin zamansallığı üzerindeki kronolojik ilişki ile klasik sinema anlayışının ötesine geçer. Doğrusal olmayan anlatılar ile parçalanmış bir anlatı sunarken zaman yaratımı ile sinema, modüler bir anlatı yapısına sahip olur. Bu açıdan değerlendirildiğinde epizodik anlatılar, çatallı anlatılar ve geleneksel olmayan anlatılar karmaşık bir film deneyimi sunmaktadır. Olay örgüsü ve anlatı arasındaki ilişki çağdaş sinemanın bu yönüyle klasik anlatı sinemasından ayrılmasını somutlaştırır. Klasik anlatının başı, ortası ve sonu olarak kurulan anlatı yapısı çağdaş anlatıda farklı bir yapı üzerinde düzenlenmektedir. Senaryo üzerindeki kronolojik değişimler anlatının farklı biçimlendirilmesine ve izleyicinin anlam arayışına neden olur. Hikâyenin bütünü üzerindeki zamansal değişimler, tekrarlayan görüntüler anlatıda uzamsal ve nedensel ilişki kurma çabasını da tetiklemektedir. Bu bağlamda değerlendirildiğinde doğrusal olmayan bu anlatı biçimleri sinema algısında bölümlendirmeye yol açmaktadır. Bu çalışmada beş farklı yönetmen tarafından çekilen Anlat İstanbul (2005) filmi örneği üzerinde, zaman ve anlatı arasındaki ilişki incelenerek Türk sinemasında doğrusal olmayan zamansal biçim değişimi örnek çalışma olarak ortaya konulmuştur.