Affiliation:
1. NİĞDE ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ, İSLAMİ İLİMLER FAKÜLTESİ
Abstract
Kelâm ilminin ana konuları (usûl-i selâse) içinde yer alan nübüvvet, Allah ile beşer arasındaki iletişimde nirengi noktasıdır. Zira Allah’ın insana yönelik hitabı ontolojik farklılıktan dolayı doğrudan değil, insanlar arasından seçilen elçilerle dolaylı olarak gerçekleşmiştir. Böylelikle insanlar, hakkında bilgi sahi-bi ol(a)madıkları Tanrı’nın ve ahiretin varlığından peygamberlerin bildirme-siyle haberdar olmuşlardır. Dolayısıyla nübüvvetin hem gerekliliği hem de ispatı, esasen Tanrı ve ahiretin ispatından önceliklidir. Bu nedenle kelamcılar nübüvvetin ispatı hususunda birçok delil ve argümanlar ortaya koymuştur.
Klasik kelâm eserlerinde nübüvveti ispat hususunda mütekellimlerin daha çok mucize delilini kullandıkları görülmektedir. Zira mucize, Allah’ın vahyine muhatap olan ve risâletle görevlendirilen birinin bu iddiasını kanıtlaması açı-sından önemli bir delildir. Bu bağlamda kelamcılar nezdinde mucize, nübüv-vet iddiasında bulunan birinin bu iddiasında gerçekten doğru mu yoksa sah-tekâr mı olduğunu ayırt etmede önemli bir kanıt olarak değerlendirilmiştir. Hatta onlar, mucize göstermeksizin nübüvvet iddiasında bulunanların pey-gamber olarak kabul edilmesini zorunlu görmemişlerdir. Kelâm bilginleri Hz. Peygamber’in nübüvvetini ispat konusunda mucize olarak öncelikle Kur’an-Kerim’e dikkat çekmişlerdir. Ancak Kelamcıların, Kur’an dışında bir beşer olarak Hz. Peygamber’in sahip olduğu üstün ahlâkî meziyetleri de onun risâle-tine delil olarak sundukları bilinen bir gerçektir.
Peygamberler, gönderildikleri toplumlara ilâhî vahyin sadece tebliğ edeni de-ğil, aynı zamanda onu açıklayan ve kendi yaşamlarında pratize eden örnek şahsiyetlerdir. Bir bakıma vahyin muhataplarında hedeflediği inançsal ve ey-lemsel dönüşümlerin gerçekleşmesi onu taşıyan elçinin ahlâkî kimliğiyle (sıdk, emânet) doğrudan ilişkilidir. Zira kutsala ait sözü ilk defa duyacak olan muha-tabın buna şüpheyle yaklaşma ihtimali bulunmaktadır. Ancak sözü taşıyanın sahip olduğu doğruluk, dürüstlük ve güvenilirlik gibi erdemler muhatapların zihnindeki bu vehimleri izale etmede kayda değer bir etkiye sahiptir.
Nübüvvetin ispatını iki kısımda değerlendiren İmam Mâtürîdî ilk olarak er-demli davranışlara dikkat çekmektedir. Ona göre nübüvvetin ispatının ilk deli-li, peygamberlerin davranışlarının şüphe götürmeyecek derecede bir mükem-melliğe sahip olmasıdır. Çünkü onlar yaşadıkları toplumda gerek çocukluk gerekse olgunluk dönemlerinde kendi akranlarıyla kıyaslanamayacak derecede erdemli davranışlar sergilemişlerdir. Bu bağlamda insanın eğitimle söz konusu mertebeye erişmesi mümkün değildir. Söz konusu durum da onların Allah tarafından seçilmiş ve korunmuş (ismet) kişiler olduğunu göstermektedir. Mâtürîdî, bu konuda görüşünü desteklemek üzere peygamberlerin sahip oldu-ğu erdemli davranışlara dikkat çekmektedir. Ona göre peygamberler tebliğ ettikleri hiçbir konuda kendi görüşlerini öne çıkarmamış, hâl ve hareketlerinde erdemlilikten ödün vermemiş, yadırganacak bir davranış sergilememişlerdir. Yine onlar, insanları birbirinden farklı kılan cömertlik, yiğitlik, merhamet, dünyaya değer vermeme ve halkın problemlerine çözüm bulma gibi konularda diğer insanlardan daha olgun bir yaşam sürmüşlerdir. Bu erdemlerden sadece birine sahip olan kimseye sempati duymanın ve bu erdemi nedeniyle kendisine saygı göstermenin yerinde bir hareket olduğunu belirten Mâtürîdî, peygamber-lerin söz konusu bu erdemlerin hepsini şahıslarında toplayan zatlar olduğunu ifade etmektedir.
Bu araştırmada, kelâm ekollerinin öncelikle ilâhî ve beşerî açıdan nübüvvetin imkânı konusundaki görüşlerine yer verilmiştir. Bu çerçevede Allah’ın mürîd ve mütekellim sıfatları haiz oluşundan hareketle nübüvvetin imkân dâhilinde olduğu belirtilmiştir. Ayrıca dinî ve dünyevî bilgiye duyulan ihtiyaç açısından nübüvvetin gerekliliği hususunda kelâm ekollerinin görüş ve düşüncelerine yer verilmiştir. Mezkûr çalışmada nübüvvet konusunda kaynak olarak klasik kelâm eserlerine müracaat edilmiş olup aynı zamanda güncel kitap ve makale türü eserlerden de istifade edilmiştir. Bu çalışma, İmam Mâtürîdî’nin Hz. Mu-hammed’in üstün ahlâkî özellikleriyle nübüvvetinin ispatı arasında kurduğu ilişkiyi çözümlemeyi amaçlamıştır.
Subject
General Earth and Planetary Sciences,General Environmental Science
Reference34 articles.
1. Akalın vd., Şükrü Hâluk (ed.). Türkçe Sözlük. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 2011.
2. Aslan, İbrahim. “İmâm Maturidî’nin Deist Eleştirilere Karşı Nübüvvet Savunusu”. Kelam Araştırmaları Dergisi 12/2 (2014), 33-54.
3. Aydemir, Abdullah. İslâmî Kaynaklara Göre Peygamberler. Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı, 7. Basım, 2012.
4. Buhârî, Muhammed b. İsmail el-. el-Câmiʿu’s-sahih. thk.
Muhammed Zü-heyr b. Nâsıru’n-Nâsır. b.y.: Dâru Tavki’n-Necât, 1422.
5. Cüveynî, İmâmü’l-Haremeyn Ebu’l-Meâli Abdülmelik b. Abdillah. Kita-bu’l-irşâd ilâ kavâti’i’l-edille. thk. -. thk. Muhammed Yûsuf Mûsâ - Alî Abdu’l-Munîm Abdu’l-Habîb. Mısır: Mektebetü’l-Hancî, 1950.