Abstract
İktisat, matematiğin en yoğun kullanıldığı sosyal bilimlerden birisidir. Matematiğin sosyal bilimlerde bu kadar fazla kullanılması günümüz iktisatçıları tarafından eleştirilmektedir. İktisadi teorileri açıklama gücü matematik aracılığıyla artarken sosyal bir bilim olan iktisatta, insanların gerçek davranışlarını açıklama gücü ise matematik ile azalmaktadır. Bu nedenle iktisat, matematiği bir amaç olarak değil bir araç olarak kullanması gerekmektedir. Ayrıca, iktisat insan davranışlarını daha gerçekçi bir şekilde açıklamak için psikoloji, sosyoloji, felsefe gibi disiplinlerden de faydalanması elzemdir. İktisattaki bu durumdan hareketle, günümüzde bireylerin ana akım iktisattaki gibi rasyonel olmayabileceği, sınırlı bir irade ve hesaplama gücüne sahip oldukları düşüncesi hâkim olmaya başlamıştır.
Ana akım iktisadi düşüncedeki temel varsayımların gerçek dışı olduğu ve bunların daha gerçekçi olması için psikoloji ve iktisadı birleştiren iktisat alanı davranışsal iktisat olarak karşımıza çıkmaktadır. Çalışmada ise davranışsal iktisadın tarihsel gelişimi ele alınmıştır. Bu kapsamda iktisadın psikoloji ve matematik ile olan ilişkisiyle başlayan çalışmada birinci kuşak ve ikinci kuşak davranışsal iktisat tarihsel olarak incelenmiştir.
Reference42 articles.
1. Acar, G. T. (2016). İktisadı değiştirmek: Neoklasik iktisada eleştirel bir yaklaşım (K. Koçak, Ed.; 1-12064). İletişim.
2. Ackerman, F. (2002). Still dead after all these years: İnterpreting the failure of general equilibrium theory.
Journal of Economic Methodology, 9(2), 119-139. https://doi.org/10.1080/13501780210137083
3. Akdere, Ç., & Büyükboyacı, M. (2015). Davranışsal İktisat ve Sınırlı Rasyonellik Varsayımı. İçinde İktisatta Davranışsal Yaklaşımlar. İmge Kitabevi.
4. Akerlof, G. A. (2002). Behavioral Macroeconomics and Macroeconomic Behavior. American Economic Review, 92(3), 411-433. https://doi.org/10.1257/00028280260136192
5. Ariely, D. (2010). Predictably irrational: The hidden forces that shape our decisions. Math Comput Educ, 44(1), 68.