Affiliation:
1. ANKARA ÜNİVERSİTESİ, DİL VE TARİH COĞRAFYA FAKÜLTESİ, ANTROPOLOJİ BÖLÜMÜ
Abstract
Bu makalede klasik bilim anlayışının antropoloji açısından sorunlu ve uygulanamaz bulunmasına kaynaklık eden önemli tartışmalardan birisi, “dinin tanımı” tartışması, yer alıyor. Makalede önce, “doğaüstü”, “insanüstü”, “ruhani varlık” ve “Tanrı” gibi dinle hemen ilişkilendirilebilecek terimlerin, tartışmanın başladığı zamanki bilimsel ölçütlere göre birçok sebeple oldukça kullanışsız olduğunun keşfedilmesine yer veriliyor. Bu ilk kısımda, dine her yerde ve her daim geçerli, zamanlar ve mekânlar üstü dinsel karakteristikler varmış gibi yaklaşmanın, toplumlararası ve toplumiçi farklılıklar karşısında kırıldığı ve kabul edilemez olduğu ortaya konuluyor. Bu tavrın arkasında bilim örtüsü ile gizlenmiş bir etnomerkezcilik bulunduğu gösteriliyor. Tanımlama sorunu yalnızca evrensellik iddiasının sürdürülemez olmasında değil toplumsal konuların, bunlar birbirlerinden ayrıymış, birbirlerine temas etmeyen-ettirilmemesi gereken ayrı bir “öz”leri varmış gibi ele alınmasından da kaynaklanmaktadır. Hâlbuki tam tersine bunlar birbirlerinin içine nereseyse ayrılmaz biçimde geçmişlerdir ve dinsel fenomeni diğer toplumsal fenomenlerden ayırmak pek mümkün değildir. Din bu yolla tanımlanmaya çalışıldığında ise yani insani evren, dinsel alanın içi ve dışı şeklinde iki gruba bölündüğünde, dinsel inanış ve pratiklerin anlamı ve karmaşıklığı büyük oranda kaybolacaktır. Makale boyunca, dinin tanımlanması özelinde, monotetik tanımlama biçiminin toplumsal fenomenleri, “gerçek” bir doğaları, “öz”leri varmış gibi ele aldığı ve bu farazi “öz”leri ayıklamaya uğraştığı için sorunlu olduğunu göstermeye ve bu sebeple antropolojik din çalışması veya herhangi bir toplumsal konudaki antropolojik çalışma için pek de uygun olmadığını ortaya koymaya çalıştım. Bunun yerine makalenin sonunda, insanların toplumsal yaşamda varolmasının ve onu anlamlandırmasının çoklu düzeylerine odaklanmanın, monotetik din tanımı çabasının ya toptan bir kenara bırakılmasına sebep olabileceğini ya da bir biçimde tanımlamadaki tıkanıklığın aşılmasını sağlayabileceğini iddia ettim. Burada ele alınan dinin tanımı tartışmasına ilişkin tüm noktalar, antropolojinin insani çeşitliliğe ulaşma yolunda, bilim ve bir zamanların bilimsel idealleri tarafından önüne koyulan engelleri keşfedişinin köşe taşları olarak okunabilir.
Reference30 articles.
1. Asad, T. (1983). Anthropological conceptions of religion: Reflections on Geertz. Man, 18(2), 237-259. https://doi.org/10.2307/2801433
2. Beck, U. (2011). Risk toplumu: Başka bir modernliğe doğru (K. Özdoğan ,ve B. Doğan, Çev.). İthaki Yayınları. (Orijinal eserin basımı 1986)
3. Bourdieu, P., ve Passeron, J.-C. (2015). Yeniden üretim: Eğitim sistemine ilişkin bir teorinin ilkeleri (A. Tümer, L. Ünsaldı, ve Ö. Akkaya, Çev.). Heretik Yayınları. (Orijinal eserin basımı 1970)
4. Capra, F. (1992). Batı düşüncesinde dönüm noktası (M. Armağan, Çev.). İnsan Yayınları. (Orijinal eserin basımı 1982)
5. Clifford, J., ve Marcus, E. (Ed.). (1986). Writing culture: The poetics and politics of ethnography. University of California Press.