Abstract
Yazın dünyasına adım attığı 1985’ten bu yana farklı yazınsal türlerde başarılı yapıtları kaleme alan Marie NDiaye 2013’te yayımlanan Ladivine adlı romanında göçmen bir anne ile melez kızının sarsıcı öyküsünü anlatır. Romanda melez başkişinin içinde yaşadığı Batı toplumunda görünür olabilme çabası etkileyici bir biçimde ele alınır. Farklı aidiyetleri olan başkişinin tutarlı bir kimlik edinmede çektiği güçlük tüm yaşamını alt üst edecek bir karar almasına neden olur. Annesi Fransız, babası Senegalli olan Marie NDiaye’nin yazar olarak konumu yazın dünyasında tartışmaya açık bir konudur. Marie NDiaye Fransız kültürüyle yetiştiğinden Fransız bir yazar olarak anılmayı yeğlerken yazın alanında Afrikalı, Frankofon, melez, göçmen gibi farklı başlıklarda konumlandırılır. Bu durum Ladivine’nin melez başkişisinin kimlik karmaşasının çıkış noktası olarak değerlendirilebilir. Yazarın siyahi/melez bir birey olarak Fransız toplumunda yaşadığı kimlik karmaşasını başkişinin öyküsüne yansıttığı açıkça görülür. Yazar göç, kimlik, aidiyet, melezlik gibi sıklıkla ele aldığı izlekleri yine birçok romanında olduğu gibi aile içi ilişkiler üzerinden işler. Başkişinin yaşadığı ötekileştirilme kaygısı, günümüzün çok kültürlü toplumlarında farklılıklar konusundaki önyargıların aşılamadığını gözler önüne serer. İnsanın birlikte yaşama gereksinimi toplumsal kabul görmeyi dolayısıyla bireyin kimliğini içinde yaşadığı toplumsal koşullara uyarlamasını gerektirir. Ancak göçmen, kimliğini içinde yaşadığı toplumsal bağlama uyarlamada ne denli başarılı olursa olsun toplumsal kabul görmesi her zaman olanaklı değildir. Yazar göçmen/melez bireylerin sahip olduğu karşıtlıkların yol açabileceği içsel çatışmaları ve ikilemleri imgeleminin süzgecinden geçirerek yazınsal bir metne aktarır. Bu çalışmada kuramsal bilgiler ışığında Ladivine adlı romanda göç-kimlik ilişkisinin incelenmesi amaçlanır. Çok katmanlı anlatı yapısı olan romanın başkişisinin kimlik bunalımını çözümlemek kuramsal anlamda çoklu bakış açısını gerektirir. Bu bağlamda Erving Goffman’ın Damga başlıklı çalışması başkişinin ötekileştirilme kaygısını, Amin Maalouf’un Ölümcül Kimlikler ile Zygmunt Bauman’ın Kimlik adlı denemeleri çoklu aidiyetli bireylerin kimlik edinme sürecini, Frantz Fanon, Homi K. Bhabha ve Pap NDiaye’nın görüşleri ise deri renginin neden olduğu ayrımcılığı aydınlatıcı niteliktedir.
Reference29 articles.
1. Bauman, Z. (2022). Kimlik. (M. Hazır, Çev.). Ankara: Heretik Yayınları.
2. Bhabha, H. K. (2016). Kültürel Konumlanış. (T. Uluç, Çev.). İstanbul: İnsan Yayınları.
3. Brezeult, É. (2011). Du malaise de la "condition noire" dans la société française.
Nouvelles Études Francophones, 26(2), 142-157. Erişim Tarihi: 18.12.2019,
http://www.jstor.org/stable/41445296
4. Burke, P. (2011). Kültürel Melezlik. (M. Topal, Çev.). İstanbul: Asur Yayınları.
5. Chambers, I. (2014). Göç, Kültür, Kimlik. (İ. Beşikçi ve M. Türkmen, Çev.). İstanbul: Ayrıntı Yayınları.