Abstract
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM veya Mahkeme), kamu görevlisi bilgi uçuranları Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesinin koruma alanına dâhil etmiştir. Makale, Mahkemenin bu tür davalardaki ölçülülük yaklaşımını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini savunmaktadır. Bir kamu görevlisi bilgi uçuranın ifade özgürlüğünün kısıtlanmasının demokratik bir toplumda gerekli olup olmadığını belirlerken Mahkeme, bilgi uçuranların kamu görevlisi olarak sahip oldukları yükümlülük ve sorumluluklarına karşı onların makalenin yarı kamusal gözlemci olarak tanımladığı işlevini (başka bir ifadeyle kamuyu ilgilendiren konularda bilgi vermedeki rollerini) tartmaktadır. Bazı durumlarda Mahkeme, bilgi uçuranların kamu kurumlarının hesap verebilirliğine yaptığı katkıdan ziyade onların hükûmete olan sadakat yükümlülüğüne öncelik vermektedir. Makale, Mahkemenin bilgi uçurmayı bir ifade olarak tanımasının temelini oluşturan esaslı sebebi başka bir ifadeyle bilgi uçuranın açığa vurduğu bilginin edinilmesindeki kitlenin menfaatini yeterince dikkate almadığı için bu yaklaşıma itiraz etmektedir. Makale, Mahkemenin bilgi uçuranların gözlemci işlevine öncelik vermesi gerektiğini savunmaktadır. Makale, AİHM’in bilgi uçurma davalarında ölçülülüğe ilişkin daha ilkeli bir yaklaşımı nasıl benimseyebileceğine dair önerilerde bulunarak sona ermektedir.