Abstract
Başkasının ölümünü kavramakta bir sorun ile karşılaşmayız. Buna karşın kendi ölümümüzü düşünme teşebbüsümüz, her zaman bir paradoksla nihayetlenmektedir. Biz düşünürken çoğu zaman, farkında bile olmadan, paradoksun üzerinden atlayıveririz, kayıp geçeriz. Makalemizde, ‘ölümlülük paradoksu’ olarak adlandırdığımız bu sorunu ortaya koymaya çalışacağız. Kanaatimizce bu sorunun arka planında, birinci ve üçüncü şahıs perspektifleri arasındaki farklılaşma yer almaktadır. Başkasının ölümünü, üçüncü şahıs perspektifine dayandığı için, sorun çıkmadan düşünebiliriz. Oysa kendi ölümümüzü, ancak birinci şahıs perspektifinden düşünebiliriz. Bu düşünmede ortaya bir paradoks çıktığını fark etmeyişimiz, bu iki perspektifin hayal gücü aracılığıyla birbiriyle yoğurulması sebebiyledir. Bize göre, eğer üçüncü şahıs perspektifinde kalabilseydik, paradoksa düşmeden düşünmemiz imkan dahilinde olurdu; ve fakat bu iki perspektiften bakmamız mümkün olduğu için paradokstan kaçınamayız. Bundan ötürü, “ölümün gölgesi”, yani özbilincin sonlu oluşunu bilmesi, yaşamımızın kaçınılmaz olan özsel bir yanıdır.
Reference18 articles.
1. Aurelius, Marcus. (2019). Kendime Düşünceler. çev. Y. Emre Ceren. İstanbul: İş Bankası Kültür Yayınları.
2. Becker, Ernest. (2020). Ölümü İnkâr. çev. Ayşegül Özdoğan. İstanbul: İz Yayınları.
3. Carel, Havi. (2006). Life and Death in Freud and Heidegger. Amsterdam and New York: Rodopi.
4. Çakmak, M. (2018). Epikür ve Lukretius’un Ölüm ve Yokluk Algılarına Dair Bir Değerlendirme. Beytulhikme An International Journal of Philosophy 8(1), 357-376.
5. Göka, E. (2020) Varoluşun Psikiyatrisi. İstanbul: Vadi Yayınları.