Affiliation:
1. KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ, SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
2. KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ
3. BİTLİS EREN ÜNİVERSİTESİ
Abstract
Rusya, 21 Şubat 2022'de Donetsk ve Luhansk bölgelerinin bağımsızlığını tanımıştır. Üç gün sonra, Putin'in Rus devlet televizyonunda 'özel bir askeri operasyonun yürütülmesine ilişkin' yaptığı konuşmanın ardından, Rus birlikleri 24 Şubat 2022'de Ukrayna topraklarını işgal etmiştir. Gelişmiş ekonomilerin buna yanıtı, Rusya'ya karşı hızla ekonomik ve mali yaptırımlar uygulamak şeklinde olmuştur. Rus işgalinin hemen ardından uygulanan yaptırımların ardından, Rus rublesi tek bir işlem gününde (28 Şubat 2022) ABD doları karşısında %20,7 değer kaybetmiştir. Ayrıca Rusya-Ukrayna savaşı, dünyanın en çok ticareti yapılan ve kullanılan emtiası olan ham petrol arzını da etkilemiştir. Ham petrolün ekonomik önemi ve diğer birçok finans ve emtia piyasasıyla sürekli bir bağlantısı vardır. Dolayısıyla savaş, sadece iki ülkeyi doğrudan ilgilendirmesine rağmen, finansal piyasalar ve yatırımcı davranışları üzerinde küresel bir etkiye sahip olmuştur. Bu çalışma Rusya-Ukrayna savaşının BIST elektrik endeksinde yer alan şirketlerin hisse senedi getirileri üzerindeki etkisini incelemektedir. Rusya’nın Ukrayna’ya askerî harekât başlattığını duyurduğu 24 Şubat 2022 tarihi ve sonrasında küresel piyasalarda yaşanan dalgalanmalara karşı yatırımcı tepkisine ilişkin ampirik bulgulara katkı sağlanması amaçlanmıştır. Literatürde Rusya-Ukrayna savaşının başlangıcından bu yana küresel hisse senedi piyasalarında negatif kümülatif anormal getirilerin gözlemlendiğine dair çok sayıda ampirik bulgu mevcuttur. Bu noktadan hareketle, bu çalışma Rusya-Ukrayna savaşının enerji üretimi ve tüketimi ile en çok ilgili olan BIST elektrik endeksi şirketlerinin hisse senedi getirileri üzerindeki etkisini belirlemeyi amaçlamaktadır. Çalışmanın ampirik analizi, ani olayların borsa üzerindeki etkisini analiz etmek için kullanılan olay çalışması yöntemine dayanmaktadır. Normal getiriler, tahmin penceresindeki veriler kullanılarak hesaplanmıştır. Tüm modeller arasında, Sıradan En Küçük Kareler (OLS) piyasa modeli, bir olay çalışması analizi için en üstün sonuçları vermektedir. Yatırımcıların olaya tepkisini ölçmek için, olay penceresindeki her gün için günlük anormal getiri (AR) ve daha sonra bu getirileri toplayarak olay penceresindeki her gün için kümülatif anormal getiri (CAR) hesaplanmıştır. AR, menkul kıymetin belirli bir gündeki gerçek getirisi ile herhangi bir tahmin modeli tarafından öngörülen beklenen getiri arasındaki fark olarak tanımlanır. Çalışmada, olay öncesi ve olay sonrası yatırımcı tepkisini gözlemlemek için olay gününden 10 gün önce ve olay gününden 10 gün sonraki (-10..+10) dönemde ortalama anormal getiriler (AAR) hesaplanmıştır. İkinci aşamada ise (-1,+1), (-2,+2), (-3,+3), (-4,+4), (-5,+5), (-6,+6) ve (-7,+7) olarak belirlenen yedi farklı pencerede birikimli ortalama anormal getiriler (CAAR) hesaplanmıştır. Tüm CAAR ve AAR değerlerinin istatistiksel anlamlılığı hem parametrik ve hem de parametrik olmayan testlerle sınanmıştır. Buna göre, 24 Şubat 2022 tarihli olay gününde (0 AAR penceresi) yatırımcıların karşılaştırma endeksi olan BIST 100 endeksine nazaran güçlü yönde yaklaşık % 5 negatif bir getiri elde ettiği gözlemlenmiştir. İkinci aşamadaki tüm olay pencerelerinde de enerji şirketlerinin negatif CAAR elde ettikleri tespit edilmiştir. Bu pencereler içinde BIST 100’e kıyasla en yüksek negatif CAAR değerinin (-3,+3) olay penceresinde -%5,5 oranında gerçekleştiği tespit edilmiştir. Bu durumun yatırımcıların panik satışından kaynaklanmış olabileceği düşünülmektedir. Elde edilen bulgular Rusya-Ukrayna savaşının çıkması karşısında BIST enerji şirketlerinin hisse senetlerinin istatistiksel olarak anlamlı, negatif getiri ile karşılaştıklarını göstermektedir. Bu durumun yatırımcıların savaşla birlikte enerji sektörü yatırımlarını savaştan daha az etkilenmesi beklenen piyasalara yöneltmelerinden ya da enerji sektöründe ortaya çıkan belirsizlik nedeniyle başka sektörlere yönelmelerinden kaynaklanabileceği düşünülmektedir.
Publisher
Hitit Sosyal Bilimler Dergisi