Abstract
Küreselleşme, siyaset, ekonomi, sosyo-kültür ve diğer birçok alanda birbirine bağlılık ve bağımlılık çerçevesinde yaşanan genişleme, derinleşme ve hızlanma süreçlerini açıklamak için kullanılan oldukça popüler bir kavramdır. Küreselleşmenin tanımı konusunda bir fikir birliği olmamakla birlikte, farklı tanımlardan yola çıkarak küreselleşme kavramı, insanların, nesnelerin, yerlerin ve bilginin çok yönlü akışını ve bu akışları engelleyen veya hızlandıran yapıları içeren bir dizi küresel süreç olarak tanımlanabilir. Ancak küreselleşmenin her devlet, ulus, topluluk ya da birey için aynı sonuçları doğurduğu söylenemez. Özellikle küreselleşmenin hem başlangıcında hem de gelişme sürecinde kilit bir rol oynayan Afrika kıtası, bugün bu sürecin en dezavantajlı tarafında yer almaktadır. Küreselleşme sürecini tarihsel bir perspektiften ele alan bu çalışma, Afrika'nın küresel dünyadaki geçmiş merkezi konumunu ya da alternatiflerini geleceğe nasıl ve ne şekilde taşıyabileceğini hiper-küreselciler, şüpheciler ve dönüşümcüler ekseninde incelemektedir.
Reference46 articles.
1. Acemoğlu, D. & Robinson, J.A. (2012). Ulusların düşüşü: güç, zenginlik ve yoksulluğun kökenleri. 24. Basım, İstanbul: Doğan Kitap Yayınları.
2. African Economic Outlook. (2020). Developing Africa’s workforce for the future. African Development Bank Group.
3. Amin, S. (2005). Küreselleşmecilik mi? Yoksa Küresel-Ölçekli Apartheid mi?, M.K. Atalar (Çev.), İçinde I. Wallerstein (Ed.), Modern Küresel Sistem (ss. 13-50), İstanbul: Pınar Yayınları.
4. Amin, S. (2006). Globalization and the Agrarian Question: Peasants’ Conflicts in Africa and Asia, İçinde B.N. Ghosh ve H.M. Güven (Eds.), Globalization and the Third World: A Study of Negative Consequences (pp. 165-181), New York: Palgrave Macmillan.
5. Ansoms, A. & Rostagno, D. (2012). Rwanda’s vision 2020 halfway through: what the eye does not see. Review of African Political Economy, 39(133), 427-450.