YÜKSEK ŞİDDETLİ İNTERVAL ANTRENMANIN METABOLİK SENDROM ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
Author:
ÇELENK DURGUT Büke1ORCID, ESKİCİ Günay2ORCID
Affiliation:
1. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Lisans Üstü Eğitim Enstitüsü 2. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi, Antrenörlük Eğitimi Bölümü
Abstract
Metabolik sendrom (MetS); insülin direnci, abdominal obezite, hiperlipidemi ve hipertansiyon ile karakterize bir durumdur. Metabolik sendromlu bireyler; diyabet açısından 2 kat ve kardiyovasküler hastalık açısından 5 kat artmış risk ile ilişkilendirilmiştir. Modern toplumların en büyük problemlerinden biri olan sedanter yaşam tarzı, birçok hastalık için risk faktörüdür. Fiziksel aktivite ve egzersiz yapmamak için farklı sebepler bulunsa da, en büyük engel genellikle zaman eksikliğidir. Daha kısa egzersiz ve dinlenme süreleriyle uygulanan antrenman programları, yeni bir yaklaşım sunmaktadır. Yüksek Şiddetli İnterval Antrenman (High Intensity Interval Training-HIIT), aralarına düşük yoğunluklu toparlanma periyotları serpiştirilmiş kısa aralıklı şiddetli egzersiz patlamaları ile karakterizedir. Bireysel ihtiyaçlara göre uyarlanan HIIT, çoğu egzersiz ortamında kullanılabilen egzersiz reçetelerini kapsar. Bu uyum yeteneği, HIIT'i kronik hastalığı olan kişilerin egzersiz programlamasında önemli bir araç haline getirmiştir. HIIT antrenmanları da MetS’li bireylerde sağlığı geliştirmiş, komplikasyonları azaltmıştır. MetS’li kişilerde HIIT her konuda Orta Şiddette Sürekli Devam Eden Antrenman (Moderate Intensity Continuous Training-MICT)’dan üstün bulunmamış ancak sağlığa benzer faydalar sağladığı belirlenmiştir. HIIT zaman tasarrufu açısından MICT’e göre avantajlıdır. Modern toplumlarda en önemli eksikliğin zaman olduğu düşünülürse HIIT bu yönüyle ön plana çıkar. HIIT’in kontraendike olduğu (kontrol altına alınamayan kardiyovasküler hastalık vb.) veya yapılamadığı dönemlerde MICT tercih edilebilir ve sağlığı iyileştirici benzer etkiler gösterir. HIIT antrenmanları klinik popülasyonda dikkatle reçetelendirilmeli ve kesinlikle bireye özgü olmalıdır. Bu konudaki hassasiyet çok önemlidir. İlerleyen çalışmalarda klinik popülasyonlara yönelik kılavuzlar oluşturulmalı ve HIIT’in uzun süreli etkileri geniş kitlelerde araştırılmalıdır.
Funder
Herhangi bir kurum tarafından desteklenmemiştir.
Reference94 articles.
1. Alberti, K. G., Eckel, R. H., Grundy, S. M., Zimmet, P. Z., Cleeman, J. I., Donato, K. A., ... & Smith Jr, S. C. (2009). Harmonizing the metabolic syndrome: a joint interim statement of the international diabetes federation task force on epidemiology and prevention; national heart, lung, and blood institute; American heart association; world heart federation; international atherosclerosis society; and international association for the study of obesity. Circulation, 120(16), 1640-1645. 2. Alshehri, A. M. (2010). Metabolic syndrome and cardiovascular risk. Journal of Family and Community Medicine, 17(2), 73. 3. Ansarimoghaddam, A., Adineh, H. A., Zareban, I., Iranpour, S., HosseinZadeh, A., & Kh, F. (2018). Prevalence of metabolic syndrome in Middle-East countries: Meta-analysis of cross-sectional studies. Diabetes & Metabolic Syndrome: Clinical Research & Reviews, 12(2), 195-201. 4. Aristizabal, J. C., Montoya, E., Sánchez, Y. L., Yepes-Calderón, M., Narvaez-Sanchez, R., Gallo-Villegas, J. A., & Calderón, J. C. (2021). Effects of low-volume, high-intensity interval training compared with continuous training on regional and global body composition in adults with metabolic syndrome: a post hoc analysis of a randomized clinical trial. Annals of Nutrition and Metabolism, 77(5), 279-288. 5. Balkan, F. (2013). Metabolik sendrom. Ankara Medical Journal, 13(2), 85-90.
|
|