Abstract
Türkiye’nin, Orta Asya ve Ortadoğu ülkelerinden Avrupa’ya uzanan bir enerji köprüsü olarak rolü son on yılların en tartışmalı gündemlerinden biri olmuştur. Hem Avrupa’nın enerji arz güvenliği hem de üretici ülkelerin karlı pazarlara ulaşımı bakımından Türkiye önemli bir fırsat sunmaya devam etmektedir. Türkiye’nin öncelikle kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmek için üretici ülkelerle kurduğu enerji köprüleri, zamanla Avrupa pazarına ulaşacak Güney Enerji Koridorunun şekillenmesine sebep olmaktadır. 2020 yılı kapanırken faaliyete geçen TANAP ve Güney İtalya’ya uzanan TAP ile birlikte önce Azeri gazının Avrupa pazarına ulaşımında ilk adım atılmıştır. Son Ukrayna-Rusya çatışması ile birlikte enerji piyasalarında yaşanan çalkantı ve Rusya’nın güvenilir tedarikçi rolünün sarsılması alternatif tedarik yollarının önemini tekrar vurgulamaktadır. Nükleer müzakerelerin başarıyla sonuçlanması halinde İran’ın da doğalgaz piyasalarına giriş yapması bu koridorun önemini artırıyor olacaktır. Dünyanın en büyük konvansiyonel rezervlerine sahip ülkesinin Avrupa pazarına ulaşması için Türkiye’nin coğrafi konumu eşsiz bir imkân sunmaktadır.