Affiliation:
1. ANKARA ÜNİVERSİTESİ, SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
2. ANKARA ÜNİVERSİTESİ, SPOR BİLİMLERİ FAKÜLTESİ
Abstract
Sedanter yaşam tarzındaki artış daha fazla kadının hamileliğe aşırı kilolu veya obez olarak girmesine yol açmakta ve birçoğu hamilelik sırasında da aşırı kilo almaktadır. 2011-2014 yılları arasında yapılan bir araştırmada doğurganlık çağındaki (20-39 yaş arası) ABD’li kadınların %34,4’ünün fazla kilolu veya obez olduğu görülmüştür. 2016 yılında doğum yapan 18 - 24 yaşları arasındaki kadınların %21’i, 25 -34 yaşları arasındaki kadınların %23’ü ve 35 - 44 yaşları arasındaki kadınların %24’ünün obez olduğu bildirilmiştir. Gebelikte aşırı kilo alımı kronik hastalık yükünü artırırken anne ve bebek sağlığını riske atmaktadır. Bu potansiyel risklerden bazıları; gestasyonel hipertansiyon, preeklampsi, gestasyonel diyabet ve erken doğumdur. 2009 IOM yönergelerine göre; düşük kilolu kadınlar için önerilen gestasyonel ağırlık kazanımı (BMI 30,0 kg/m2) 5-9 kg’dır. Literatürde gebelikte aşırı kilo alımını önlemek için yalnızca beslenme, yalnızca egzersiz veya beslenme ile eş zamanlı egzersiz müdahalesi çalışmaları olduğu görülmektedir. Gebelerde yalnızca beslenme müdahalesi çalışmaları istatistiksel olarak anlamlı derecede düşük gestasyonel ağırlık kazanımı ile ilişkilendirilmiştir. Kılavuzlardaki gestasyonel ağırlık kazanımı oranlarına ulaşmaya yardımcı olma olasılığı en yüksek yöntemin beslenme olduğu bildirilmiştir (p = 0,013). Sadece egzersiz (p = 0,069) ve beslenme ve egzersiz (p = 0,056) müdahaleleri gestasyonel ağırlık kazanımını kontrol etme potansiyeline sahiptir ancak birçok çalışmada sonuçlar istatistiksel anlamlılığa ulaşamamıştır. Çalışmalardaki farklı beslenme stratejilerine rağmen müdahaleler evrensel olarak; meyve ve sebze tüketiminin artırılmasını, yüksek yağ ve şeker tüketiminin azaltılmasını önermektedir.
Publisher
Turkish Journal of Womens Health and Neonatology, University of Health Sciences